Sizce paraşüt kim tarafından icat edilmiş­tir?

Tabiata bir göz atacak olursak, hindiba, devedikeni gibi bazı bitkilerin, tohum­larını, birer paraşüt gibi yararlandıkla­rı üreme hücreleriyle sağa – sola serpiştirerek çoğaldıklarını görürüz.

İnsan uygarlığının en eski dönemi olan ilk­ çağda, Çinli cambazlar, gösteriler yapar­ken, dengelerini koruyabilmek için kağıttan ya da bambudan şemsiyeler kul­lanırlardı. Rönesans çığının büyük sanatçısı ve bilgini Leonardo da Vinci ise, paraşütü düşünen ilk insan olmuştur.

Ne var ki, paraşütü ilk gerçekleştiren, Andre Jacques 22 Ekim 1797 günü, Paris’te ölümü göze alarak bir deneme yaptı. Bir balonla 1000 metre yüksekliğe çıktıktan sonra, pa­raşütle atladı ve tehlikeli bir inişle, şim­diki Monceau Parkı’na kondu. O ta­rihten sonra, paraşüt, sürekli olarak geliştirilmiştir.

Paraşütün kubbe biçimindeki bez kıs­mı ipekten ya da naylondan yapılmıştır. Bez kısım, çev­resine eşit aralıklarla tutturulmuş as­kılar aracılığıyla, paraşütçünün kuşan­dığı takıma bağlanmıştır. Paraşütler, kurala en uygun bir biçim­de, büyük bir dikkat ve titizlikle kat­lanır. Bir paraşütün gereği gibi katlan­mamış olması, havada açılmasını önle­yebilir. Bu da, feci kazalara yol açar.

Bir kurtarma paraşütünün ağırlığı, aşa­ğı yukarı 8 kilogram kadardır; açılmış haliy­le yüzeyi ise 50 metrekareyi bulur. İnsan vü­cudu havada serbest olarak saniyede 50 metre hızla düştüğü halde, paraşüt sayesin­de bu düşüş hızı, saniyede 6 – 8 metreye iner. Demek ki, paraşütle yere iniş, ya­vaş olmamakla birlikte, pek de sert sayıl­maz. Bir uçaktan paraşütle atlamak için yerden yükseklik, hazırlık çalışmaların­da en az 300 metre, görev sırasında ise 200 metredir.

İnsan indirmeye mahsus paraşüt­lerden başka, malzeme indirmekte kul­lanılan paraşütler de vardır. Bazısının çapı 20 metreyi, yüzeyi ise 500 metrekareyi bu­lan bu paraşütlerle, 1500 kilogramlık yükü yere indirmek mümkündür. Tepkili uçaklarda, paraşütten, bir fren aracı olarak yararlanılmaktadır.