Paleontoloji

18. yüzyılın sonuna gelindiğinde fosillerin, bir zamanlar yaşayan ve etraflarındaki çökelti katılaşıp kayaçlaşınca taşlaşan organizmaların kalıntıları olduğu genel olarak kabul edilmekteydi. Hem fosiller hem canlı organizmalar, İsveçli taksonomist Carl Linnaeus gibi doğa bilimciler tarafından ilk kez bir tür, cins ve familya hiyerarşisi şeklinde sınıflandırıldı. Bununla birlikte, fosil kalıntılar hala çevresel ve biyolojik bağlamlarından yalıtık görülüyorlardı.

Paleontoloji

19. yüzyılın başında yaşayan hayvanların kemiklerine benzemeyen fosilleşmiş büyük kemiklerin bulunması, birçok yeni soruyu gündeme getirdi. Sınıflandırma sistemlerinde nereye uygun düşüyorlardı ve soyları ne zaman tükenmişti? Batı dünyasının Musevi-Hristiyan kültüründe iyiliksever bir Tanrının, kendi yaratıklarından birinin yok olmasına izin vereceği düşünülüyordu.

Fosil

Fosiller bitki ve hayvanların korunmuş kalıntılarıdır.
– Bugün artık var olmayan büyük hayvanların fosilleri bulundu.
– Geçmişte Yeryüzünde çok farklı hayvanlar yaşadı.

Dinozor Fosili

Bu büyük ve farklı fosil kalıntıların ilk örnekleri, Güney İngiltere kıyısında Lyme Regis civarında fosil toplayıcı Mary Anning ve ailesi tarafından bulundu. Burada Jura dönemine ait kireçtaşı ve kiltaşı tabakaları görülür; denizin aşındırdığı kayalıklarda, eski deniz organizmalarının bol miktarda kalıntıları ortaya çıkar. 1811’de Joseph Anning, 1.2 metre uzunluğunda bir kafatası buldu; tuhaf ölçüde uzun ve dişli bir gagası vardı. Kız kardeşi Mary iskeletin geri kalan kısımlarını buldu ve kalıntıları 23 pounda (37$) sattılar. Londra’da sergilenen bu kalıntı, soyu tükenmiş bir “uçurum ucubesi”nin ilk eksiksiz iskeletiydi ve epeyce ilgi çekti. Soyu tükenmiş bir deniz sürüngeni olarak tanımlandı ve “balık-kertenkele” anlamına gelen ihtiyozor (ichthyosaur) adı verildi.

Fosil Bilimi

Anning ailesi daha sora daha fazla ihtiyozorun yanı sıra, başka bir deniz sürüngeni olan plesiyozor’un (plesiosauria) ilk eksiksiz örneğini, uçan bir sürüngenin ilk İngiliz örneğini, yeni fosil balıklar ve kabuklu deniz hayvanları buldu. Bulunan balıklar arasında mürekkep torbası korunmuş ve belemnitidler (belemnitida) olarak bilinen kafadanbacaklılar da vardı. Ailenin, özellikle Mary’nin fosil avlama yeteneği vardı. Mary yoksul olmasına rağmen okur-yazardı ve kendi kendine jeoloji ve anatomi öğrendi; bu da onu çok daha üretken fosil avcısı yaptı. 1824’te Lady Harriet Sylvester’ın dediği gibi, Mary Anning “bilime o kadar aşina ki, bulduğu her kemiğin hangi kabileye ait olduğunu anınında bilir.” Birçok fosul türünde, özellikle koprolit (fosilleşmiş dışkı) konusunda otorite haline geldi.

Deniz Kabukluları

Eski Dorset’te Anning’in fosillerinin açığa çıkardığı yaşamın resmi, şimdi soyları tükenmiş çok çeşitli hayvanların yaşadığı tropik kıyılardan birinin tasviriydi. 1854’te Anning’in fosilleri, heykeltıraş Benjamin Waterhouse Hawkins ve paleontolog Richard Owen’ın Londra Crystal Palace için yaptığı ilk gerçek boyutta ihtiyozor canlandırmasına model oldu. “Dinozor” sözcüğünü Owen uydurdu; ama Jura dönemindeki yaşamın zenginliğini ilk kez Anning gösterdi.

1830’da Henry De la Beche, Anning’in fosil keşiflerini temel alarak Dorset civanda Jura dönemi denizlerindeki yaşamı bu şekilde canlandırdı:

Jura Devri

Mary Anning Kimdir?

Mary Anning

Kendi kendini yetiştiren fosil toplayıcı Mary Anning yaşamıyla ilgili birçok biyografi ve roman yazıldı. Kıyı köyü Lyme Regis’te yaşayan yoksul bir ailenin doğan 10 çocuğundan hayatta kalan iki çocuğundan biriydi. Aile, sayılan giderek artan turistlere fosil satarak kıt kanat geçiniyordu. Ama Mary en önemli fosili bulup sattı – 201-145 milyon yıl önce yaşamış Jura dönemi sürüngenlerin fosileri.

Mary Anning Kimdir

Cinsiyeti, aşağı toplumsal konumu ve dinsel ortodoksluktan uzak oluşu nedeniyle, yaşadığı dönemde çalışmaları fazla resmi kabul görmedi ve bir mektupta şunları söyledi: “Dünya beni nezaketsizce kullandı, korkarım beni herkesten kuşkulanır duruma getirdi.” Bununla birlikte, jeoloji çevrelerinde ve onun uzmanlığından yararlanmak isteyen bilim insanları arasında tanındı. Sağlığı bozulunca Anning’e, bilime katkılarından ötürü yılık 25 poundluk (40$) küçük bir emekli maaşı bağlandı. 47 yaşında göğüs kanserinden öldü.

Paleontoloji Konusunda Tarihsel Gelişmeler

11. yüzyıl – İranlı bilgin İbn-i Sina, kayaçların fosil oluşmasına yol açan taşlaşmış akışkandan oluşmuş olabileceğini öne sürer.

1753 – Carl Linnaeus, kendi biyolojik sınıflandırma sistemine fossileri dahil eder.

1830 – İngiliz ressam Henry De la Beche “derin zaman”a ait bir sehnenin ilk paleo-canlanrdırmalarından bırini yapar.

1854 – Richard Owen ve Benjamin Waterhouse Hawkins soyu tükenmiş bitki ve hayvanların ilk gerçek boyutta canlandırmalarını yapar.

20. yüzyıl – Radyometrik tarihleme tekniklerinin gelişmesi, bilim insanlarının fosilleri içinde oluştukları kayaç tabakalarına göre tarihlendirmelerine olarak verir.